Dedem İsmail güneş, 1928 yılında babasının onu bir fayton ustasının yanına çırak olarak verdiği gün başlamıştı Güneş Faytonun yolculuğu… Uzun bir yolculuk olacaktı aslında, dedem 1936 yılına kadar çıraklık ve kalfalık yapıp ilk atölyesini açmış o yıllarda kısa sürede ün yapmıştı.
Akhisar bölgesinde müşteriler aylarca sıra beklermiş fayton yaptırabilmek için İsmail Usta’ya. Sonra babam başlamış bu zanaata, Şefik Güneş. “Boynuz kulağı geçer” derler ya; babam da dedemi geçmiş ustalıkta… Güneş fayton ülkemizde nam yapmış, Edirne’den Kars’a fayton yapıyormuş ama son dönemde teknolojinin artması, otomobillerin yaygınlaşması, babamın bana bu mesleği öğretmek istememiş olmasına neden olmuştu aslında ama kader işte beni de fayton ustası yapmıştı.
Babamdan bu bayrağı 1992 yılında devir aldım fakat fayton da tarihe karışmak üzereydi o yıllarda. 3.kuşak olarak şanssız başlamıştım mesleğe, ama yılmadan usanmadan devam ettim fayton yapmaya. Yılda birkaç adet fayton yaparak ayakta durmaya çalışıyordum. Çok zor günlerdi. Çevremin bile “bırak artık inat etme bitmiş olan bu mesleğe” demelerine kulak asmadan devam ettim faytonlara, mesleği bırakmak hem dedeme ihanet gibi geliyor hem de yapacak kimsenin kalmaması bu zanaatın sonu olmasına gönlüm müsaade etmiyordu. 2000’li yıllarda insanların bu nostaljik arabaya olan özleminin artması, belediyelerin şehirlere güzellik katmak ve turizme kazandırmak için fayton alımlarının fazlalaşması ve internetin yayılması Güneş Fayton’u dünya pazarına taşımış, artık zor günler geride kalmıştı. Faytonların tekrar eski günlerine dönmeye başlaması ve çoğalması azmin bir zaferiydi aslında ve sabrın ne derece önemli olduğunun kanıtıydı Güneş Fayton tüm biten mesleklere. Şimdi dünyanın bütün ülkelerine 17 çeşit fayton üretip ihracat yapan Güneş Fayton 2007 yılında kurumsallaşarak adını şehzadeleriyle ünlü şehrimizden esinlenerek ŞEHZADE FAYTON yaparak tescil ettirmiş ve Güneş ailesin tek resmi markası olmuştur…